Cankiri'da Beraat Kandili Ve Tövbe (makale)

beraat kandili ve tövbe (makale)

17 Mart Perşembeyi Cumaya bağlayan geceyi berat kandili olarak idrak edeceğiz. Bu gece Şaban ayının 15. gecesi olup bize Ramazan ayına son 15 günün kaldığını haber veren ve bizi ramazan ayına manevi olarak temizleyip hazırlayan bir gecedir.

Berâet kelimesi “iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması” anlamına gelir. Şabanın on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi için Arapça eserlerde “şabanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (belge) gecesi” manalarına gelen terkipler de kullanılmaktadır. ( TDV İslam Ansiklopedisi)

Peygamber Efendimiz (sav) bu gecenin faziletine dair ; Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) müptela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?” buyurmuştur.” (İbn Mâce, H. no: 1388)

Başka bir rivayette ise Rasulullah (sav) in “Allah Teâlâ Şabanın on beşinci gecesi dünya semasına rahmetiyle- tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının tüyleri sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” (Tirmizi, Savm:39, İbn Mace, İkame:191) dediği rivayet edilmiştir.

Beraat gecesinin temel özelliği bu gecenin, Allah’ın kullarına ikramlarda bulunduğu, onların tövbelerini kabul ederek günahlarını bağışladığı eşsiz bir gece olmasıdır.

Yine beraat gecesinde bazı âlimlerimize göre, hicretin ikinci yılında cereyan eden, kıblenin, Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan, Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesi olayı meydana gelmiştir. Kuşkusuz bu olay da gecenin önemine işaret etmektedir.

 Bizler için bu mübarek gece kendimize çeki düzen vereceğimiz bir gece olmalı. Bu gece Ramazana manevi olarak kendimizi hazırlayacağımız bir gece olmalı. Başta şirk olmak üzere yalan söylemek, haset etmek, kin ve düşmanlık beslemek, kibir ve gurur içinde olmak, içki ve uyuşturucu kullanmak, zina etmek, akraba ve komşularla ilişkiyi kesmek, ana-baba haklarına riayet etmemek gibi günahlar terk edileceği temizlenme gecesi olmalı. Çünkü bütün bu günahları işlemekte ısrar edenler bilmelidirler ki, günahlarındaki ısrarlarının karşılığında Allah’ın af ve mağfiretinden mahrum kalacaklar ve bu gecenin feyiz ve bereketinden yararlanamayacaklardır.

Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabbimiz ’in hayır ve bereketini, af ve mağfiretini umduğumuz bu mübarek geceyi fırsat bilip; ibadet, dua, tövbe ve niyaz ile geçirmeli; bu İlâhî ziyafetten yararlanmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Rasulullah (sav)’in bu gece en çok yaptığı dua kaynaklarımız da şöyle geçmektedir: «Ya Allah, azabından affına sığınıyorum, gazabından rızana iltica ediyorum. Senden sana sığınıyorum. Hiçbir senayı, senin nefsine karşı olan senana denk saymıyorum».(Müslim, Salat 222/1090, İbni Mace 3841)

Receb ÖZDEMİR

Eldivan Vaizi