Van'da Ramazan'ı şerif Safran çiçeğine Benzer

ramazan'ı şerif safran çiçeğine benzer

Uyanın ey erenler Ramazan’dır bu gelen,

Gönle sürûr, kalbe nûr, cisme candır bu gelen.

Ramazan; vuslatı mutluluk veren, çok uzaklardan gelen, özlenen, beklenen bir dost gibi bizim için. Şairin de müjdelediği gibi nihayet bu beklenen dost tüm güzelliğiyle, zarafetiyle, letafetiyle geldi ve bizlere bir an olsun üzüntülerimizi unutturdu. Teravihleriyle, mukabeleleriyle, oruçlarıyla bizi yeniden kendi ikliminin koyu ve serin gölgelikli ağaçları altına çekti. Bir müddet bu gölgeliklerde soluklanacağız. Çölde bir vaha, gurbette bir dost, yolumuzu tam da kaybetmişken bir rehber bulmuş gibiyiz şimdi. Biraz daha rahatladık ve durgunlaştık. Bir sekinet hali çöktü üzerimize. Zaman başka bir zaman; öyle ki bu müstesna zaman dilimiyle mekân daha farklı manalar kazanıyor, kelâm ondan bahsettikçe güzelleşiyor ve tesiri artıyor. Hamdü senâlar olsun.

Peki, bunlardan başka nedir Ramazan? Ramazan neye benzer? Bunu hiç düşündük mü? Dostlar; Ramazan biraz safran çiçeğine benzer. Safran çiçeği mor renkli; yapraklarının tam ortasında üç parçalı, kırmızımsı turuncu tepecikler olan oldukça güzel görünüme sahip bir çiçektir. Yani öncelikle Ramazan'la bu çiçek arasında güzellik yönünden bir benzerlik vardır. Fakat asıl benzerlik şuradadır: Bu çiçek kendi ağırlığından 100.000 kat fazla suyu kendi rengine boyayabilme özelliğine sahip bir çiçektir. Yani safran bir suyun içine düşerse artık o su safrana benzer. Tıpkı gerçek manada idrak edilen bir Ramazan-ı şerifin ömür suyuna düştüğünde tüm ömrümüzde kendisinden izler bıraktığı gibi.

Peki, şimdi şu soruyu soralım bütün bir mazimize: Ömürlerimize kendimizi bildikten sonra ortalama 30-40 defa düşen Ramazan çiçeklerinden bir tanesi olsun bizi kendi rengine boyayabildi mi? Bizim Ramazanlarımız kendi rengine boyama konusunda safran çiçeği kadar tesirli olabildi mi? Yoksa hepsi gelip geçti mi hiçbir iz bırakmadan hayatımızda?

Geride kalanlar için artık bir şey yapamasak da henüz ilk on gününü bile geçmemişken bu Ramazan hala önümüzde çok vaktimiz var. Fırsatı ganimet bilip kalan zamanı en güzel şekilde değerlendirmeye çalışmak akıllıca olacaktır.

Gelin bu Ramazan öyle bir Ramazan yaşayalım ki senemize bir ay olarak düşen Ramazan bir yılımızı, hatta bir ömrümüzü safranın suyu boyadığı gibi kendi rengine boyasın. Ramazan'dan sonraki on bir ayda Ramazandan kalma hatıralar ve güzellikler olsun.

Bu ayda bazı önemli kararlar alalım ve uygulayalım. Mesela namaza başlamak, oruca devam etmek, ahlakımızı güzelleştirmek gibi. Bu sayede Ramazan bitince; Ben 2020 Ramazan'ından beri namaz kılıyorum., Ben 2020 Ramazan'ında Kur'an'ı öğrendim. , Oruçlarıma devam ediyorum. “Gıybet etmiyorum., Kimseyi artık kırmıyor ve üzmüyorum. diyebilelim ki şayet bir Ramazan sonunda böyle kazanımlar elde edebiliyorsak işte o Ramazan bizim için kazançlı, kârlı geçmiş bir Ramazan'dır.

İçinde bulunduğumuz zorlu süreçten ötürü cami ve cemaatten uzak olsak da evlerimizi içlerinde ailecek namaz kılınan birer mescid, ilim okunan birer medrese haline getirelim. Ayrıca kendimiz dua ettiğimiz gibi özellikle yaşlılarımız ve çocuklarımızdan ricacı olarak bu sıkıntılı, zor günlerden kurtulabilmemiz adına dua etmelerini isteyelim.

Şimdi hep birlikte bu Ramazan'ın ömrümüzün en güzel Ramazan'larının ilki olması için çalışalım.

Unutmayalım: Hakiki Ramazanlar safran çiçeğine benzer ve bizi kendi rengine boyayarak çiçekleştirir.

Öyleyse bırakın bu Ramazan bizi kendi güzel renklerine boyasın; tıpkı safran çiçeğinin suyu boyadığı gibi.

Selâmetle…

 

Celalettin ALKAN/ Başkale İlçe Vaizi.