Cankiri’da Il Müftümüz Bürhan Keleş’in Berat Kandili Mesajı

Cankiri'da Il Müftümüz Bürhan Keleş'in Berat Kandili Mesajı

il müftümüz bürhan keleş'in berat kandili mesajı

07 Nisan 2020 - 11:45

BERATIMIZ “BERAAT” IMIZ OLSUN

Berat kelimesi, Arapça’dan Türkçe’ye geçmiş ve Türkçeleşmiş bir kelimedir. Kişinin bir yükümlülükten kurtulması, beraat etmesi demektir. Biz Müslümanlar, Allah’ın rahmetine, mağfiretine mazhar olunmayı ümit ettiğimiz için bu geceyi berat gecesi olarak isimlendirmişiz.

Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması hasebiyle ‘Mübârek’; kulların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı ümidiyle ‘Berâet’; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle ‘Rahmet’, geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle ‘Berâe veya Sakk’ adı da verilmektedir.

Fazîletine binâen bu geceye “Leyle-i Mübâreke” deniyor. Yani Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin, af ve mağfiretinin yoğun olarak tecellî ettiği gece buyruluyor.

“Leyle-i Berâe” buyruluyor. Yani kurtuluş berâtını, kurtuluş belgesini alma gecesi “Leyle-i Sakk” buyruluyor. Vesika, senet, belge gecesi. “Leyle-i Rahmet” deniliyor.

Berat gecesi; tevbe etme, Cenab-ı Hakk’ın rahmetini ve mağfiretini dileme, onun inayeti ile kurtuluşa erme zamanıdır. Bu gece; nefsimizin bitip tükenmek bilmeyen arzu ve heveslerini terk edip Rabbimizin istediği gibi bir kul olmaya söz verme vaktidir.

Allah’ın izniyle bela ve musibetlerden kurtuluş beratı alacağımız böyle bir geceye bizleri ulaştıran Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Hz. Âdem’den son peygamber, örnek hayatı ile insanlığa imanın ve ihsanın yollarını öğreten Efendimiz’e (s.a.v) kadar kutlu yolun bütün rehberlerine, bütün peygamberlere salat ve selam olsun.

İnsanlık; tarih boyunca nice zor ve sıkıntılı dönemlerden geçti. Kimi zaman savaşlar, kimi zaman yokluklar, kimi zaman afetler, kimi zaman da kuraklıklar insanoğlunun yakasını bir türlü bırakmadı. Kolera, verem, tifo, influenza, aids, sars gibi nice bulaşıcı hastalıklarla yüz binlerce insan hayatını kaybetti.

Bu acıların yaşanmasında elbette ilahi takdirin yanı sıra insanoğlunun Allah’ın kainata koyduğu yasaları göz ardı etmesinin, hevâ ve heveslerinin, zaaflarının, tutku ve ihtiraslarının  da önemli bir payı vardır. Havanın, suyun ve toprağın kirletilmesi; fıtrata uygun, temiz ve helâl olan şeylerden uzaklaşılması, hastalıkların yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır. Cenab-ı Hak tarafından belirlenen sınırların çiğnenmesi, insanlığı felâkete sürüklemektedir.

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Başınıza gelen her musibet, kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şûra, 42/30) “Karada ve denizde ortaya çıkan bütün fesadın, bozgunun sebebi insanın kendi elleriyle yapıp ettiklerindendir.” (Rûm, 30/41)

Bugün de doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle insanlık, tarihin hiçbir döneminde olmayan yeni bir dünya ile karşı karşıya bulunmakta. Üç ay gibi kısa bir zaman önce Çinin Wuhan şehrinde ortaya çıkan bir virüs adeta bütün insanlığı teslim aldı, hayat durma derecesine vardı. Ülkeler sınırlarını kapattı, ulaşım asgari düzeye indi. Ticari hayat yavaşladı. Eğitime hatta toplu ibadet hayatına ara verildi. Belki de tarihte ilk defa Kâbe kapandı, tavaf durdu, sa’y durdu, Medine kapandı, Mescid-i Aksa kapandı. Bütün camiler kapılarını ibadet eden insanlara kapatmak durumunda kaldı. Caddeler, sokaklar, şehirler boşaldı. İnsanlar evlerine kapandı.

Evet, bugün karşı karşıya kaldığımız bu küresel salgın, bütün insanlığı büyük bir endişe ve korkuya ve çaresizliğe sevk etmiş durumda… Üstelik, bilim, teknoloji ve iletişim devrimlerinin gerçekleştiği, bütün dünyayı yok edecek kimyasal silahların üretilebildiği bir dünyada gerçekleşiyor tüm bu olup bitenler…Tıbbın ve ilaç sanayiinin zirve yaptığı, ölümsüzlüğün çaresinin araştırıldığı, uzayda hayat alanlarının arandığı bir dünyada gerçekleşiyor. Ve Kibrin, azgınlığın, şımarıklığın kol gezdiği böyle bir zaman diliminde ancak bir mikroskopla görülebilen bir virüs bütün insanlığın hayatını adeta teslim almış hâlde...

Millet olarak sabır ve kararlılıkla bu virüse karşı çetin bir mücadele veriyoruz. Şüphesiz bu süreçte Sağlık Bakanlığımız, sağlık çalışanları, doktorlar, sağlık otoriteleri üstlerine düşen vazifeleri hakkıyla ifa ediyor, gece-gündüz demeden canla başla hizmet ediyorlar. Allah o kardeşlerimizin hepsinden razı olsun. Onlara da dua edelim. Temizliğe nasıl riayet edeceğimizi, karantina şartlarına nasıl uymamız gerektiğini bütün yönleriyle bize anlatıyorlar. Dolayısıyla bu hastalığa karşı alınan tedbirler, tavsiye ve uyarılara uymaya azami gayret gösterelim.

Bu süreçte hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Cenab-ı Hak rahmet eylesin. Yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin. Hastalarımıza Şafi ism-i celili ile şifalar ihsan eylesin. Rahman ve rahîm olan Rabbimiz içinde bulunduğumuz sıkıntıdan da bir an önce kurtulmayı bizlere nasip eylesin.

Şüphesiz bu sıkıntılar içerisinde kutlu bir geceye ulaşıyoruz. Berat gecesinde belki her zaman olduğu gibi coşku içinde camilerimize koşamayacağız, tüm dünyayı etkileyen salgın nedeniyle dinimizin insan sağlığını ve can güvenliğini korumaya yönelik emirleri gereği camilerimizde hep birlikte namaza durarak el açıp yalvaran müminler olamayacağız. Ancak şu var ki her birimiz ailelerimizle birlikte evlerimizi mescide çevirme, üç ayların manevi atmosferini itikaf evlerine dönüştürdüğümüz evlerimizde yaşayabilme imkanına sahibiz. Bu itibarla Berat gecesini fırsat bilerek kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla tek yürek olup Rabbimize yönelelim, O’na kulluğumuzu arz edelim. Bu vesile ile unuttuğumuz ya da ihmal ettiğimiz sorumlulukları, bilerek ya da bilmeden işlediğimiz hataları, üzerimizdeki kul ve kamu haklarını yeniden gözden geçirelim. Hırpalanmış şu gönül dünyamızı dua, ibadet ve tefekkür ile taçlandıralım.

Şaban ayının 15. Gecesi Berat gecesi; bize aynı zaman da Ramazan-ı Şerîf’e son 15 günün kaldığını haber vermektedir. Rahmet iklimi mübarek Ramazan ayının müjdecisi olan bu gece; bizlere varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe ve tefekkür imkânı kazandıran bir fırsat gecesidir. Bu gece iç dünyamıza dönerek geride kalan ömrümüzün muhasebesini ve bereketli bir geleceğin planlarını yapalım. Attığımız yanlış adımlardan, Allah’ın sınırlarını aşarak verdiğimiz hatalı kararlardan vazgeçelim, hata ve günahlarımızdan tövbe edelim, her türlü bela ve musibetten O’na sığınıp beratımızı isteyelim. .

Yüce Allah bizlere türlü nimetler bahşetmiştir. Rızık, Rezzâk olan yüce Allah’tandır. Berat gecesi ise; maddi ve manevi rızık isteyenleri Cenab-ı Hakk’ın rızıklandırdığı bir gecedir. Nitekim Peygamberimiz Şâban ayının yarısına denk gelen bu gecede Allah'a çok ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye etmiş ve şöyle buyurmuştur:  “Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?’ buyurur.” (İbn Mâce, “İkâmetü’s-salavât”, 191)

İşte Berat gecesi; rabbimizin kullarına afiyet ihsan ettiği bir gecedir. Nerede ve hangi durumda olursak olalım; dertlerimize deva, sıkıntılarımıza çare, hastalıklarımıza şifa verecek olan Allah’tır. Zira her şey ancak O’nun takdiriyle olur.

Berat gecesi ellerin duaya, gönüllerin semaya açıldığı gecedir. Rabbimize yönelip mağfiret iklimine girmenin adıdır Berat.

Başta,  aziz milletimiz olmak üzere, tüm Müslümanlar ve insanlık için bu gecenin hayır, bereket, sıhhat ve afiyete vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim.    

                                                                                                                                    Bürhan KELEŞ

                                                                                                             İl Müftüsü

 


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Kayseri'de Manevi Rehberlerle Istişare Toplantısı Yapıldı
Kayseri'de Manevi Rehberlerle Istişare Toplantısı Yapıldı
Tekirdağ'da 23 Nisan'da Hastanede Yatan çocuklara Ziyaret
Tekirdağ'da 23 Nisan'da Hastanede Yatan çocuklara Ziyaret