Cankiri'da Haftanın Maklesi (boşanma)

haftanın maklesi (boşanma)


Cankiri'da Haftanın Maklesi (boşanma)

BOŞANMA

Kevser YAZICI

                                                                                                                                            Vaiz

İslâm dini, neslin devamının tek yolu olan evliliği teşvik etmiştir.  İslâm’a göre evlilikten maksat, huzurlu bir aile hayatı kurmaktır. Kurulan yuvanın bir ömür boyu sürmesi, eşlerin hayatın zorluklarına karşı beraber göğüs germeleri, sevinç ve üzüntülerini paylaşmaları, sevgi, saygı, sadakat, fedakârlık ve merhametin hâkim olduğu bir yuvada iyi bir nesil yetiştirilmesi arzu edilen hedeflerdendir.

Yuvalar, yüce gayelerle kurulmakla birlikte bazen işler beklendiği gibi yürümez. Böyle olduğunda Eşler arasında iyi geçimin yerini kin ve nefret alır, karşılıklı güven sarsıcı davranışlar meydana gelir. Bunları gidermeye yönelik gösterilen tüm gayretlerin sonuçsuz kalması, evliliğin çekilmez hal alması ve eşlerin birbirlerinin hukukuna riayet etmemesiyle evlilik yürümez hale gelir. Sağlıklı iletişim kurulamaması sebebiyle eşler birbirlerini incitmeye başlar. Neticede büyük ümitlerle kurulan yuva aslında hiç istenmeyen ve hoş olmayan boşanma ile dağılır.

“Bir kez daha düşündünüz mü?” Boşanma kararı almadan önce ileride “keşke” dememek için çiftler, çözülmesi imkânsız sorunlarla kuşatılmış bir evliliği mi yoksa farklı çabalar ile çözüme ulaşabilecek bir evliliği mi sonlandırdıklarını bir kez daha düşünmelidir. Evliliğimizi kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptım mı diye kendilerine sormalıdırlar. Evliliklerini yürütemeyeceklerini düşünmeye başlayan çiftler birbirlerinin olumsuz özelliklerine daha fazla odaklandıkları için zamanla eşleri hakkında olumlu düşüncelerden uzaklaşmaya başlarlar. Bu durumda problem çözme ve iletişim becerileri yüksek, aile birlikteliğinin gücüne ve önemine inanan, her iki taraf açısından da güvenilirliği kabul edilmiş bilge kişilerden yardım alınması Allah’ın emridir. (Nisâ, 4/35) Alanında uzman kişilerden yardım alınarak, bir ailenin “çözümsüzlük” yanılgısıyla dağılmasının önüne geçilebilir. Ayrıca müftülüklerde güven ve sorumluluk esasına dayalı olarak hizmet veren Aile ve Dini Rehberlik Bürolarına danışılabilir. Ailede yaşanan sorunların neden kaynaklandığı, nasıl çözüleceği, ailede kriz yönetimi, aile olma bilinci ile ilgili konularda eşlerin eğitim almaları önemlidir.

İslâm dini eşlerin evlilik birliğini, karşılıklı sevgi ve saygı ortamını olabildiğince korumalarını istemiş, boşanmayı da ancak evliliğin sürmesine imkân kalmadığında başvurulabilecek bir çözüm şekli olarak meşru saymıştır. Boşanma ya da boşama nikâhla kurulan evlilik bağını çözmek, ortadan kaldırmak evlilik birliğini sona erdirmektir. Arapçada talak kelimesiyle ifade edilir. Boşanma çok hassas ve sonuçları ağır olan bir iştir. İki taraf için de evliliğin dayanılmaz bir hal alması durumu dışında boşanmayı tasvip etmek oldukça zordur.

          Hz. Peygamber (s.a.s.) “Helâl şeyler içerisinde Allah’a en sevimsiz geleni boşamadır.” (Ebû Dâvûd, Talâk, 3) buyurmuş, boşanmanın dinen hoş olmayan bir durum olduğunu ve ancak zorunlu hallerde başvurulabilecek bir yöntem olduğunu bildirmiştir. Hatalı eş seçimi, sonradan ortaya çıkan huy ve alışkanlıklar vb. sebeplerle ilişkinin zedelenmesi ve beraberliği katlanılamaz hale getirmesi ihtimali her zaman mümkündür. Geçimsizlik ve nefret içinde yürütülen bir evlilik taraflar ve yakınları için bir çeşit dünya cehennemi gibidir.

Eşler her ne kadar evlilikleri için en güzelini yapmaya gayret etseler de, aralarında düşünce ve ihtiyaç farklarından dolayı çatışmaların yaşanması, aynı çatı altında yaşayan iki farklı bireyin fikir ayrılıklarına düşmesi gayet doğaldır. Sonuçta bambaşka iki hayat nikâhla birbirine bağlanmış; ilgiler, zevkler, idealler ve alışkanlıklar aynı çatı altında paylaşılmaya başlanmıştır. Mutlu bir yuva, hiç problem yaşanmayan bir ev demek değildir. Hemen her ailede benzeri sorunlar, çatışmalar, gerginlikler yaşanabilir.  Evliliği zedeleyen sorunlar değil, onların bilinçli ve sağlıklı adımlarla aşılamamasıdır. Mutluluğu sağlayan şey eşlerin problem çözme becerisine sahip olarak çözüm arayışında işbirliği yapabiliyor olmalarıdır.

Boşama, yetkili kişi veya kurumun kesin kararı ve bu kararın yoruma açık olmayacak açık sözlerle ifadesiyle olur. Boşama, kişin eşine söylediği “Boşsun”, “boş ol”, “boşadım”  gibi boşama iradesini ortaya koyan “şimdiki veya geçmiş zamanlı” ifadelerle, boşama kastıyla söylenen kinayeli (açık olmayan, üstü kapalı) sözlerle ya da mahkemenin kararıyla gerçekleşir. Mahkeme kararıyla boşanan eşler, dinen de boşanmış olurlar.

İslam dini, boşamayı üç defa ile sınırlandırmıştır. Bir veya ikinci boşamadan sonra eşler yaşadıklarından ders çıkarıp, anlaşarak yeniden aile yuvasını kurabilirler. Üçüncü kez boşanmadan sonra ise kesin ayrılık gerçekleşir. (Bakara, 2/229) Şartlarına uygun olarak boşama yetkisini tamamen kullanıldığında, taraflar artık birbirlerine yabancı hale gelirler. Onların aynı evde yaşamaları caiz değildir.

Boşanmaktan ziyade boşanma sürecinde yaşananlar eşleri çok yıpratır. Güzel dinimiz, boşanmanın da güzellikle yapılmasını emreder. Boşama ile taraflar artık eş olmasalar da din kardeşidirler. Fizikî ve psikolojik şiddetin her türlüsü hem dinimize hem de insanlığımıza yakışmaz. Eğer çocukları varsa ayrılsalar bile çocuklarının anne babalarıdırlar. Çünkü eşler boşansalar da anne ve babalıktan boşanamazlar. Öç alma duygusuyla çocuklara birbirlerini kötülememeleri, yasal haklara mani olmamaları gerekmektedir.

Evlilik, sorumluluğu gerektiren ciddi bir müessesedir. Evlilikle ilgili hususların ve özellikle boşanma konusunun evli olan kimseler tarafından iyice öğrenilmesi gerekir. Boşama konusunun, rastgele gündeme getirilmesi, niyet boşama olmadığı halde eşe karşı tehdit unsuru olarak tartışma anında dile getirilmesi doğru değildir. Haklı bir gerekçe olmadan boşanma uygun görülmediği gibi, boşamada kullanılan sözler şaka ile de olsa ağza alınmamalıdır. Bunun ciddi sonuçları olduğundan, Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda dikkatli davranmayı tavsiye etmektedir. Çünkü boşamayı şaka konusu yapmak, evliliğin ciddiyetini kavrayamamak anlamına gelir. Şaka ile de olsa boşama sözlerinin kullanılmasıyla boşama meydana gelir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Üç şeyin ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir: Nikah, talak ve ric’at. (Boşanan kadına iddet süresi içinde dönmek).” (Ebû Dâvud, Talak, 9; Tirmizî, Talak 9)

Rabbim aile yuvalarımızı sarsacak her türlü yanlış tutum ve karardan muhafaza eylesin. Yuvalarımıza huzur ve afiyet ihsan eylesin.