Cankiri'da Sağlık Ve Boş Vakit

sağlık ve boş vakit


Cankiri'da Sağlık Ve Boş Vakit

SAĞLIK VE BOŞ VAKİT

 

İbn Abbâs"ın (ra) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”(Buhârî, Rikâk, 1) Resulüllah (s.a.s.), bu ifadeleriyle dünyada çoğunlukla kıymetini bilmekte zorlandığımız nimetlerin ikisine dikkatimizi çekiyor: Sağlık ve boş vakit.

Günümüzde değerini bilmediğimiz nimetlerin başında sağlık geliyor. Sağlığımız yerindeyken farkına varmasak da herhangi bir sağlık problemiyle karşılaştığımızda sağlığın kıymetini anlıyoruz. Sağlık emanetini koruma noktasında yeme alışkanlığı dikkatimizi çeken Hz. Peygamber (s.a.s.), “(Kişi midesinin) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ayırsın ve diğer üçte birini de nefes alıp vermek için boş bıraksın.” (Tirmizî, Zühd, 47) diyerek dengeli beslenmeyi tavsiye etmiştir.

Allah Resûlü’nün yiyecek ve içecek kaplarının taşınması esnasında üzerlerinin örtülmesini emretmesi, özellikle temiz sulardan içmeye özen göstermesi (Müslim, Eşribe, 99, Müslim, Eşribe, 93, Ebû Dâvûd, Eşribe, 22) de sağlığın korunmasına yönelik tedbirler olarak değerlendirilebilir. Allah Resulü’ nün sağlığı korumak için diğer bir tavsiyesi de dinlenmeye ve uyumaya teşvik etmesiydi. Gündüzlerini oruçla geçiren Abdullah b. Amr’a “Böyle yapma. Oruç tut, fakat iftarını da yap. Gece ibadetini yap ama uykunu da al. Zira vücudunun sende hakkı var, gözünün sende hakkı var…” (Buhârî, Savm, 54) buyuran Hz. Peygamber, insanın sağlığını koruma noktasında doğal ihtiyaçlarını aksatmaması gerektiğini vurgulamıştır.

 Ayrıca beden bakımı ve temizliğinden (Müslim, Cum’a, 9),  diş sağlığına (Ebû Dâvud, Tahâret, 25) kadar ayrıntıların hadislerde yer alıyor olması oldukça dikkat çekicidir. Hz. Muhammed’in (s.a.s.) çocuklara yüzme, binicilik ve okçuluk konusunda eğitim verilmesini söylemesi de hem tehlikeye karşı korunma hem de beden sağlığına dikkat çekme olarak değerlendirilebilir.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) insanların aldandığını söylediği bir diğer husus da zamandır. “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini çok iyi bilmelisin, ihtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, yokluğundan önce varlığının, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.” (Hâkim, Müstedrek, IV,341) buyuran Hz. Peygamber (s.a.s.), bir günü üç kısma ayırıp zamanın bir bölümünü ailesiyle, bir bölümünü ibadet yaparak, diğer bir bölümünü da ashabıyla geçirerek gününü planlamıştır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah: “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).” (Asr, 103/1-3) buyurmaktadır. Allah (c.c.), “asr”a (zamana) yemin ederek onun ne kadar değerli olduğunu hatırlatmaktadır. Surede iman, salih amel, hakkın ve sabrın tavsiyesi zamana yenik düşmemek için sunulan bir kurtuluş reçetesi gibidir.

Bir başka ayette “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” (İnşirâh, 94/7) emriyle de önemli bir ayrıntıya dikkat çekilerek insanın sürekli bir eylem hâlinde olması gerektiği bildirilmiştir. Tabii burada göz ardı edilmemesi gereken husus;  insanın faydalı işlerle zamanını değerlendirmesi, faydasız uğraşlarla kendini meşgul etmemesidir. Çünkü yine Kur’an-ı Kerim’de mümin “boş işlerden yüz çeviren” olarak tarif edilmekte ve bu özelliği övülmektedir. (Mü’minûn, 23/3) Allah (c.c.) birtakım ibadetlerin edasını vakitlere bağlamış insanın zaman ile ilişkisini bir düzenlemiştir. Bu suretle günlerimiz, haftalarımız, aylarımız bir taksime tabi tutulmuş olur.

Özetle, dinimiz vaktin ve sağlığın doğru değerlendirilmesini istemektedir. Çünkü hayat sermeyesi bize bir defaya mahsus verilmiştir. Her şeyden önce sağlığımızı ve zamanımızı nasıl kullandığımızı gözden geçirmeli, hatalarımız varsa bunların telafisini yapmak için hâlâ zamanımız olduğuna sevinip şükretmeli ve bundan sonra sahip olduğumuz bu iki eşsiz nimeti daha özenli kullanmanın yollarını aramalıyız.

 

Yusuf AYDOĞAN

Cezaevi Vaizi