Kirklareli'de Rahmet Iklimi

rahmet iklimi


Kirklareli'de Rahmet Iklimi

“Üç aylar" diye bilinen rahmet mevsimine bir kez daha yaklaşmış bulunuyoruz. 13 Şubat 2021 Cumartesi günü üç ayların ilki olan Recep ayının birinci günüdür. 18 Şubat 2021 Perşembe akşamı da bu ayın ilk cuma gecesi olup, dolayısıyla Regâib Kandilidir.

Üç aylar, kamerî takvime göre, Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar, İlâhi rahmetin coştuğu aylardır. Bu mübarek aylar içerisindeki mübarek gecelerde Allah’ın rahmeti mü’minler üzerine yağmur gibi yağar.

Hz.Peygamber,kan dökmenin yasak olduğu Recep ayını Allah’ın ayı olarak nitelendirerek daha çok ibadete yönelirmiş. Recep ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir.Regaib,elde edilmek istenen büyük armağan demektir. Yine zaman ve mekân boyutunu aşarak Rabbi ile buluştuğu miraç, bu ayın 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Şaban ayı ise ramazanın müjdecisidir. “Bu ay recep ile ramazan arasında insanların gafil bulundukları bir aydır. O ayda ameller âlemlerin Rabbi olan Allah’ a sunulur.” (1)buyurarak şabanın kıymetine dikkat çekmiştir. Şaban’ın 15’i Berat Gecesinde ise Allah’ın affı, merhameti ve cömertliği âdeta bardaktan boşanırcasına yeryüzüne yağıyor, “Yok mu isteyen?” diyerek kullarına sesleniyor.(2) Kur’an ayı ramazan, (3) içinde gizlediği bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi ile(4) gafletle geçen zamanların kayıplarını fazlasıyla telafi fırsatı sunmaktadır..Resulullah:

“Ya Rabbi, Recebi ve Şabanı bize bereketli kıl, hepimizi ramazana ulaştır!” (5) diyerek recep ayı girdiğinde bu duayı sıkça okur, bereketli ve kazançlı bir mevsimin gelişini ümmetine müjdelerdi. Sevgili Peygamberimiz, fırsat günlerinin nasıl kazanca döndürüleceğini bizlere yaşayarak gösterdi. Bu ayın bazı günlerini oruçlu, bazılarını da oruçsuz geçirirdi. (6) Şaban’ da nafile oruçlarını daha da sıklaştırırdı. Zira şaban ayının kıymeti, müjdelediği ramazandan geliyordu. Bu ayda tutulan nafile oruçlar, ramazanın yüceliğini ortaya koyuyordu. Sadakanın en makbulünün ise, rahmet deryasının taştığı ramazanda verilen sadaka(7)olduğunu bildiriyordu.

Rasulüllah’ ın yaptığından ne azını ne de fazlasını yapmalıyız. Üç aylarda onun uygulamalarını takip ederek dindarlık namına daha fazlasına talip olmamalıyız.

İnsan ömrü Resulüllah’ın ifadesiyle ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukur olan kabre doğru akıp gitmektedir. Herkes, iyi veya kötü oraya gidecektir. İsyan edenler de, itaat ederler de orada bulunacaktır. Dünyada niçin bulunduğumuzu idrak etmeliyiz. Allah ve Resulünden uzak bir hayatın sonunun hüsran olduğunu unutmamalıyız.

Recep ayı Allah’ın, Şaban ayı peygamberimizin, Ramazan ayı ise müminlerin ayıdır. Kul Recep ayında günah kirlerinden arınır,ş eytanın hile ve desiselerinden sıyrılır, Recep ayını edeple geçirerek kulluk sarayını yeniden inşa eder. Bu ayda regaib gecesi ve miraç gecesi vardır. İnsan dikkatli bakmazsa, görülmesi gereken feyizleri görmezse, burnunun dibindeki altınları farketmezse vurur gider, mahrumiyet yaşar. Gören ise cebini doldurur, istifade eder. Allah’ın ayı Receb’i, Resulullah’ın ayı şabanı boş geçiren Ramazana hazırlıksız yakalanır. Allah dostu Ebu Bekir el-Verrak:

“Recep ekme, şaban sulama, ramazan ise hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer. Ekim mevsimini boş geçiren, hasat zamanı pişman olur.” demektedir.

Recep ayında tarlanın ekimi iyi yapılıp tohumu atılır, şaban ayında bakımı yapılarak ayrık otları ayıklanır, gübresi saçılır ve tarla sulanır. Ramazan ayında ise hasat elde edilir.

Bu ayları gafletle geçirmek ne büyük bir mahrumiyettir! Şair:

“Belayı ekber odur ki özünü gaflete sala”demiş. Üç aylar gafletle kaçırdıklarımızı telafi etme aylarıdır. Gaflet bizi Rabbimizden ve insanlığımızdan uzaklaştıran her şeydir. En büyük gaflet namazdan gafil olmaktır. İbadet etsin diye yaratılan insanoğlu Allah’ a ibadeti unutursa hali nice olur. Modern dünyanın modern anne ve babaları birisi çocuklarına çikolata verdiğinde “teşekkür etsene yavrum”diye çocuklarına defalarca tenbihte bulunurlar. Yeri ve göğü yaratan, bütün nimetleri karşılıksız veren Allah’a ibadeti ise unuturlar. Ayet-i kerimede:

“Dönüşünüz Ona’dır.”(8)buyurulmaktadır.

Her şey, bütün varlıklar O’na dönecektir. Vazifemizi yapmış olarak O’na dönebilecek miyiz?Kur’anın ifadesiyle alnımız ak, yüzümüz pak olarak Rabbimize dönebilirsek ne mutlu bize! Bu aleme gönderiliş gayemizin farkında olmadan bir hayat yaşayıp mahçup, yüzü simsiyah bir şekilde(9)Allah’ın huzurunda olmak telafisi olmayan çok acınacak bir durumdur.

Bu aylarda kardeşlerimizi kusurları ile sevelim. Kimsenin giyimi kuşamı, saçı sakalı, huyu suyu, kusuru eksiği bizi rahatsız etmesin. Kanuni Sultan Süleyman ne güzel ifade etmiş:

“Yârsız kalmış cihanda,ayıpsız yâr isteyen.”

Hiç kusursuz yâr bulabilir miyiz? Bulamayız, yârsız kalırız. Hepimizin kusurları var. Hepimiz birbirimize benziyoruz. İyi yanlarımızı görmeliyiz. Onun nesini seversin? Ben onun müslümanlığını severim. Bir güzel tarafını bulup o tarafını sevelim. Güzel tarafına bakalım.

Şair Niyazi Mısri :

“Her ne yüzle baksa göz, ayinede kendin görür,

Vechini Pâk eyle kim, mir’âte bühtân olmasın.”

İnsan nereden bakarsa, ne türlü bakarsa baksın aynada kendisini görür. Sen yüzünü temiz et de aynaya iftira etme, aynada kusur arama. Ayna olanı gösterir, yüzünü temizle denilmektedir.

Allah dostu:

“Dost istersen Allah yeter,

Yârân istersen Kur’an yeter,

Mal istersen kanaat yeter,

Düşman istersen nefis yeter,

Nasihat istersen ölüm yeter.”derken,

Yunus Emremiz de:

“Ölümden ne korkarsın

Korkma ebedi varsın.”demektedir.

Üç aylar İnşaallah gafletle kaçırdıklarımızı telafi etmeye vesile olur.

Üç aylar, derin bir tefekkür, murakabe ve nefis muhasebesi yapılması için ayağımıza kadar gelen bir fırsattır. Hataların affına ve sevapların kazanılmasına birer vesiledir. Allah’ım bizi düzgün istifadeye nail eylesin.

 

1.Nesai, Sıyam, 70.

2. İbn Mace İkâmetü’s-Salavat, 191

3. Bakara, 2/185.

4. Kadir, 97/3

5. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259

6. Müslim, Sıyam, 179

7. Tirmizi, Zekât, 28

8.Al-i İmran,28

9. Al-i İmran,106)

                                                                                                         Aydın YIĞMAN

                                                                                                     KIRKLARELİ MÜFTÜSÜ