Hatay'da Il Müftümüz Hassa Ilçemizde “cami Ve Hayat” Konulu Konferans Verdi

il müftümüz hassa ilçemizde “cami ve hayat” konulu konferans verdi


Hatay'da Il Müftümüz Hassa Ilçemizde “cami Ve Hayat” Konulu Konferans Verdi

Hassa İlçe Müftülüğünce “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle konferans düzenledi. İl Müftümüz Hamdi KAVİLLİOĞLU’nun konuşmacı olarak katıldığı konferansa; Hassa İlçe Müftüsü Abdulhalık OCAKHANOĞLU, Kırıkhan İlçe Müftüsü Mekki SOLMAZ, Hac ve Umre Hizmetleri Şube Müdürü Fahri UÇAK,  İlçe Vaizleri ve din görevlileri katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda açış konuşmasını ; Hassa İlçe Müftüsü Abdulhalık OCAKHANOĞLU yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası Sinevizyon gösteriminin ardından program, İl Müftümüzün “Cami ve Hayat” konulu konferansı ile devam etti.

İl Müftümüz; programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür edip “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın hayırlara vesile olmasını diyerek konuşmasına başladı. Tevbe suresi 18. Ayeti okuyan İl Müftümüz bu ayette beş vasıfla Cenabı Hak, Allah'ın evlerini imar edenleri meth-ü sena ettiğini ifade ederek “Kim Allah için bir Cami/Mescit yaptırsa Allah onun mislini cennette, onun için yapar/hazırlar” hadisi şerifini anlattı.

2011 Yılından bu yana “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” temalarını zikreden İl Müftümüz,  bunların sene boyu devam etmesi gereken programlar olduğunu hatırlattı. Bu seneki temanın “Cami ve Hayat” olduğunu, dolayısıyla Cami hayatın içinde hayat caminin içinde.. bunun gerçekleşebilmesi için üzerimize düşen görevler olduğunu anlattığı konuşmasında sahabe-i kiramdan misaller verdi.

Sâd İbn-i Ebi Kebşe isimli sahabeyi Efendimiz (a.s) Çin’e gönderiyor. “Git orada İslamı anlat, İslamı yaşa, insanlara örnek ol” diyor, bu mübarek zâtta gidiyor orada İslamı yaşamaya başlıyor ve orada Müslümanlar çoğalıyor. Bir ara Medine'yi ve Efendimizi çok özlediğini hissediyor ve o günün şartlarında haftalar aylar süren bir yolculuktan sonra Medine'ye dönüyor. Medine-i Münevvereye geldiği zaman Efendimizin vefat ettiğini öğreniyor, üzülüyor ve efendimizin kabri şerifini ziyaret ediyor, bir müddet Medine'de yaşadıktan sonra kendi kendine düşünüyor “ne yapayım” diye. Efendimiz bana Çin’e git ama geri gel dememişti. “Dolayısıyla benim tekrar oraya gitmem gerekir” diyor ve tekrar Çin’e dönüyor vefat edinceye kadar orada yaşıyor, insanlara İslam'a tebliğ ediyor ve orada vefat ediyor.

Mus’ab bin Umeyr hazretlerinin genç yaşta 20’li yaşlarda Medine-i Münevvereye İlk İslam davetçisi olarak gittiğini orada çok güzel hizmetler yaptığını, ne lojman bulunduğu ne kiralık evin bulunduğu öyle bir dönemde gayret ettiğini, bizim de camileri hayatın merkezine almamız gerektiğini bildiren Hatay İl Müftüsü “Bunun için 7/24 çalışmamız gerekir” dedi.

İstanbul İmam Hatip Lisesi'nin Kurucu Müdürü Celalettin Ökten hocayı misal vererek konuşmasını sürdüren İl Müftümüz; “Emin IŞIK hocamız derki.. “Celalettin Ökten Hoca bizimle o kadar çok ilgilenirdi ki.. inanın ben kendi çocuğumla bu kadar ilgilenemem, “gitsin kendi işini kendi halletsin” derim. Ama hocamız gece gündüz 7/24 biz öğrencilerle ilgilenirdi. Herhangi bir imam-hatip öğrencisi hastalansa  doktor olan kızı Doktor Hümeyra hanıma onları gönderir, o da muayene eder ilaçlarını alır gelir bu şekilde ilgilenirdi” 1959 ilkbaharında İzmit'ten bir fabrika açılışına gelen Adnan Menderes’e iki öğrencisini göndermiş, Adnan Menderes'e mektup vermiş ve bu sayede ilahiyatlar açılıyor, 4 yıllık Dini Yüksek okulu açılıyor.

Abdurrahman Gürses hocamızdan da örnekler veren İl Müftümüz; “Kur'an gaflet ile okunmayacak, mutlaka dikkatli okunacak” dediğini ve hacca gittiğinde Kabe'de Kur'an okuması istendiğinde “Biz buraya arz-ı hal etmeye geldik, arz-ı endâm etmeye gelmedik” dediğini ve Kur’an’ın mutlaka saygı ile okunması gerektiğini hocamızdan misaller vererek anlattı.

İl Müftümüz; Muhammet Hüsrev Aydınlar hocamızdan bahsederek; 22-23 yaşlarında kızı vefat ediyor, kızını defnediyor ve tekrar derse devam ediyor. “Hocam taziyeye gidin” diyen öğrencilerine “ders tatil edilmez çocuklar” diye cevap verdiğini hatırlatarak; “İşte bütün bunlardan ders almalı, daha çok gayret etmeliyiz, daha çok çalışmalıyız. Eğer bu ruhu taşırsak, bu ruhla gayret edersek o zaman “Cami hayatın içinde hayat caminin içinde”  sözü gerçekleşmiş olur. Her din gönüllüsü kardeşimiz 7/24 zaten mesai yapıyor. Bu ruhla, bu anlayışla mesai icra ederse daha çok muvaffak olur, daha çok başarılı olur, hep beraber başarılı oluruz." diyerek sözlerini tamamladı.

Emekli olan hocalarımıza ve din görevlilerimize plaket takdimi ve teşekkür belgeleri dağıtılması ile program sona erdi.