Kirklareli’de Il Müftümüzün Camiler Ve Din Görevlileri...

Kirklareli'de Il Müftümüzün Camiler Ve Din Görevlileri Haftası Mesajı

il müftümüzün camiler ve din görevlileri haftası mesajı

03 Ekim 2020 - 17:30

Sabırla, ihlasla ve samimiyetle yapılan her işin Rabbimizin katında mühim bir yeri vardır. İnsanlarımızın inancını sorgulamadan, günâhkar olup olmamasına bakmadan, hatalarını, yanlışlarını, kusurlarını öne çıkarmadan onlara Allah’ı ve Resulünü anlattığımızda içlerindeki küllenmiş iman ateşinin mutlaka ortaya çıktığını görebiliyoruz.
“Modern Hayatta Nebevi Mücadele” (Yaz.: Mahmut Topbaş) adlı eserde yaşanmış bir olaydan bahsedilir. Adana’da bir İmam-Hatip görev yaptığı köyde cemaatinin az oluşundan ve köylünün namaza gelmemesinden rahatsızlık duyar. Ezanı okuduktan sonra köy halkını dolaşmaya başlar. “Ezan okundu, haydi camiye, cemaate geliniz” diye seslenir. Ve bunu sürekli yapar. Yine bir sabah vakti komşulardan güçlü kuvvetli birisi kapıya çıkıp “Yeter be hoca! Kapıma bir daha gelip beni rahatsız edersen sana haddini bildiririm” diyerek tehdit eder. Cami görevlisi ise sakin bir eda ile; “Bırak böyle konuşmayı! Şimdi köyün üst tarafına gidiyorum, dönüşte yine sana uğrayacağım, abdestini al, hazırlan!” der. Köyün diğer hanelerini dolaşıp cemaate, camiye davetini tamamlayıp dönünce az önceki adamın kapısına geldiğinde adamın abdestini alıp kendisini hazır bir vaziyette beklediğini görür.
İstanbul Beyoğlu müftülüğüm esnasında mesai çıkışı akşam eve geldiğimde eşim bana bugün kapımızın zilini çalıp “camimizde sohbet var, camimize sizi bekliyoruz” diyen bir kısım insanlardan bahsetti. Daha sonra bu kardeşlerimizin bu hizmeti başka camilerde de yaptıklarını öğrendim. Kendilerini ziyaret edip teşekkürlerimi ifade ettim. Beyoğlu’nda görev
yaptığım altı yıl boyunca bu sohbetlerin değişik camilerde olması için benden müsade istediler. Ben de memnuniyetle kabul ettim.
Bu kardeşlerimiz bulundukları caminin çevresinde haneleri ve esnafı gezip camiye, cemaate ve sohbete davet ediyorlardı. Bu durumdan çok etkilendim ve bu örnek tebliğ vazifesini her ortamda görevlilerimizle paylaştım.
Azim ve gayretimizi, çalışmalarımızı, nefsimizce bahaneler uydurarak açığa çıkarmamak, çalışmaktan imtina etmek ne acıdır! Sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizde ancak huzurlu olabiliriz. Hz.peygamber tebliğ görevini ifa ederken nerede bir insan topluluğu bulsa orada insanları uyarıyor, görevini yerine getirmenin huzuru ile sınırsız mükafata nail oluyordu. Peygamberimiz Musab’ı Medine’ye tebliğ için gönderdiğinde Kuran’ın henüz üçte biri indirilmişti. Günümüzdeki gibi imkanlar yoktu. Mus’ab’ın ulaşmadığı kimse kalmamıştı. Şimdi telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda her türlü dini neşriyat var. Mus’ab gönlü ve heyecanı ile gayretlerimizi bereketlendirmeliyiz. Bu imrenilecek istisnaî görevi, “alemlere rahmet” bir Peygamberin yüzyıllara uzanan mirası olarak kabul edip lâyıkıyla yerine getirmeli, bu asil vazifenin değerini düşürecek davranışlardan kesinlikle kaçınmalıyız. Şairin dediği gibi; “Ehline düşmeyen her şey ziyan olur. Can da inci mercan da...” Bu ulvi vazifeyi kendi haline terk edip ehil olmayan insanlara bırakmamalı, insanlarımızı dine, Allah’ a ve Resulünün yoluna teşvik etmeliyiz.
Camilerimiz din görevlilerimizin büyük gayretleriyle sadece bir ibadet yeri değil, ayrıca cazibe merkezleri haline gelmiştir. İmam ve müezzinlerimiz, bulunduğu bölgede sosyal barış ve huzura ciddi katkılar sağlamıştır ve sağlamaya da devam etmektedirler. Çabasını ve heyecanını içinde bulunduğu topluma yansıtan karizmatik din görevlileri, icra ettiği bu vazifeyi bütün derinliği, içtenliği ve bereketiyle içselleştirmiş demektir. Bulunduğumuz yerde haberdar olmadığımız bir yoksul, hasta, muhtaç, şehit yakını, gazi kalmayıncaya kadar herkesin halini hatırını sormalı, cami cemaati olsun olmasın selamı yaymalıyız. “Yaptığınız takdirde birbirinizi sevmenize vesile olacak şeyleri size söyleyim mi?: Selâmı yayınız.” buyuran Peygamber Efendimizin tavsiyesini aşkla hayata geçirme zamanı. Selam ve sevgi dili yayıldıkça olumsuz algılar yok olacak, ön yargılar yıkılacak inşaallah. Rabbim müslümanlık bilincimizi ve tebliğ şuurumuzu artırsın ve her daim canlı tutsun. Allah hizmetlerimizi kulluğumuza vesile eylesin. Merhum M. Akif;
“Neden azmin bu kadar süreksiz,
Sen mi yoksa davan mı yüreksiz”
diyerek bizleri ikaz ediyor. İşimizi, yeni doğan çocuğu annesinin sevmesi gibi sevelim. Ahirete intikal eden din gönüllüsü büyüklerimize ve cemaatimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Değerli din görevlisi kardeşlerimi muhabbetle selamlıyorum.
​​​ Aydın YIĞMAN
​​ Kırklareli Müftüsü


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Tekirdağ'da 23 Nisan'da Hastanede Yatan çocuklara Ziyaret
Tekirdağ'da 23 Nisan'da Hastanede Yatan çocuklara Ziyaret
Karabük'te Hac Bilgilendirme Eğitim Seminerleri
Karabük'te Hac Bilgilendirme Eğitim Seminerleri