KORONAVİRÜSE KARŞI GENÇLERE ÖNERİLER


Değerli gençler,

Bildiğiniz gibi Çin'den başlayıp bütün dünyaya yayılan Koronavirüs (Covid-19) salgını hayatımızı ciddi anlamda olumsuz etkilemeye başladı. Örneğin her gün gittiğimiz okulların tatil edilmesiyle arkadaş ortamlarımızdan koptuk; sosyal etkinliklerin iptal edilmesiyle vaktimizin büyük kısmını evde geçirmek zorunda kaldık; hatta camilerde toplu ibadetlere ve Cuma namazlarına ara verilmesiyle manevi dünyamız sarsıldı. Hayatımızı olumsuz etkileyen bu değişikliklerin ne kadar süreceği tam olarak bilinmemekle birlikte, bu durumun geçici olduğunu ve inşallah kısa zamanda normal hayatımıza geri döneceğimizi söyleyebiliriz. İşte tam bu noktada gençler olarak bizlere önemli görevler düşmektedir. Bu yazımızda, Korona virüsüyle ilgili bilimsel açıklamalara ve komplo teorilerine hiç girmeden, bugün böylesi bir durumda biz gençler neler yapabiliriz/yapmalıyız sorusuna cevap olacak bazı pratik tedbir ve öneriler sunmaya çalışacağız.

1. Ailemizle birlikte olmanın tadını çıkaralım: Kendimize şöyle bir soru soralım: "Ailemizle evde nasıl güzel vakit geçirebiliriz?" Bu soruya verecek çok fazla cevap bulamıyoruz değil mi! Çünkü normal zamanlarda okul, iş gibi sebeplerle erkenden evden ayrılıyor ve akşam geç saatlerde ancak dönüyoruz.  Oysa dedelerimize aynı soruyu yönelttiğimizde TV, internet, hatta elektriğin bile olmadığı o dönemlerde evde ne kadar mutlu vakit geçirdiklerini hayretle dinleriz. İşte bu günlerde madem ister istemez evde kalmak zorundayız, bu durumu dedelerimizin yaşadığı o mutlu aile tablosunu yeniden canlandırmak için bir fırsata dönüştürebiliriz. Bunun için anne-babamızla varsa dede-nenemizle uzun uzun muhabbet edelim, onlara hatıralarını anlattırıp bir deftere kaydedelim, aile albümündeki resimlerimize hep birlikte bakıp geçmişi yad edelim, birlikte kitap okuyup, resim yapalım, bir gece çay eşliğinde birlikte türkü söyleyelim, küçük kardeşlerimiz varsa çocukluğumuza dönüp onlarla oyun oynayalım, aileye uygun filmlerden seçip birlikte izleyelim... Böylece bu zor günleri, aile bağlarımızı kuvvetlendirmek için bir fırsata çevirebiliriz.

2. Kitap okumaya ağırlık verelim: Hani hep derler ya "gençler kitap okumayı sevmiyor" diye. Bence bu konuda yanılıyorlar. Aslında biz fiziksel olarak hareketi seven ve sıcak kanlı bir millet olduğumuz için kitap okumak amacıyla bir yerde uzun süre durmayı sevmiyoruz. Yoksa "Oku" ile başlayan ilahi hitabın muhatapları olan biz gençler, elbette okumayı ibadet sayar ve kitap okumaktan mutluluk duyarız. Kıymetli gençler; madem bu günlerde fiziksel aktivitelerden uzak kalmak ve vaktimizin çoğunu evimizde geçirmek zorundayız, gelin hep birlikte zihnimizi harekete geçirelim ve okuyabildiğimiz kadar çok kitap okumaya çalışalım. Böylece bu günleri bir fırsata çevirip Türk gençliğinin fiziksel bakımdan olduğu gibi zihinsel bakımdan da ne kadar güçlü ve donanımlı olduğunu bütün dünyaya gösterelim.  

3. Yaşlıların yardımına koşalım: Bildiğiniz gibi bu virüs salgınından, bağışıklık sistemleri zayıfladığı için en çok yaşlılar etkilenmektedir. Bu nedenle onların kalabalık mekanlardan uzak durmaları ve mümkün mertebe evden çıkmamaları gerekiyor. Peki bunların evlerinde genç oğulları veya torunları yoksa, ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar? İşte bu noktada değerli gençler, sizlere önemli bir görev düşmektedir. Yaşadığımız apartmanda veya çevremizde 60 yaş üstü yaşlılar varsa, onları telefonla arayıp hal-hatırlarını soralım, kendilerini yalnız hissetmesinler. En azından market alışverişlerini yapmaya gönüllü olduğumuzu onlara belirtelim. Emin olun eğer biz gerekli tedbirlerimizi alarak bu insanların yardımına koşar ve dualarını alırsak, bu sıkıntılı günlerin daha çabuk sona erdiğini ve daha samimi komşulukların başladığını göreceğiz inşallah.

4. İbadetlerimizi artırıp, gönül dünyamıza yönelelim: Sevgili gençler, bizler Allah'a inanan insanlarız. O'ndan geldik ve O'na döneceğiz. Rabbimizin bize taktir ettiği bir ömrümüz var ve bu süre içinde başımıza her ne gelirse O'ndandır ve bizim imtihanımızdır. Dolayısıyla böyle günlerde yapılacak güzel işlerden biri de bütün kalbimizle ve samimiyetle O'na yönelmektir. Bu amaçla, Kur'an okumasını bilmiyorsak Play Store'dan Diyanet İşleri Başkanlığımızın "Elif Ba" uygulamasını indirerek online öğrenmeye çalışalım, biliyorsak daha sık okumaya ve anlamaya çalışalım ve elbette ülkemiz için, dünyamız için dua edelim. Yine tedbir amacıyla toplu ibadetlere kapatılan camilerimizin hüznünü yüreğimizde hissedelim ve evimizin bir köşesini mescit olarak belirleyip ailemizle birlikte orda cemaatle namaz kılmaya çalışalım. Biz O'na yöneldikçe, işlerimizin kolaylaştığını, musibetlerin ağırlığının hafiflediğini ve bu zorlu süreçten imanımız kuvvetlenerek çıktığımızı göreceğiz inşallah. Bu konularda aklınıza takılan ve danışmak istediğiniz her türlü soru için Başkanlığımızın bir hizmeti olan ALO 190 Dini Danışma hattını arayabilirsiniz.   

5. Sigara ve alkolden özellikle uzak duralım: Uzmanların ifadesiyle tütün ürünleri ve alkol Korona virüsüne yakalanma riskini artıyor. Çünkü virüsün doğrudan hedef noktası olan organlar sigara ve alkolle zayıfladığı için virüs kolayca yerleşip kalıcı hasar verebiliyor. Eğer böyle bir alışkanlığımız varsa kıymetli gençler, en azından tehlikenin kat be kat arttığı bu günlerde bu alışkanlıktan kurtulmaya çalışalım. Bu konuda yardım ve desteğe ihtiyaç duyarsanız devletimizin bir hizmeti olan ALO 171 hattını arayabilirsiniz. Bizler zekası keskin vücudu sağlam gençleriz. Dumanlı bir kafa ve sarhoş bir vücudun ne kendine ne de millete faydası olur.     

6. Alınan tedbirlere uyalım ve gönüllü takipçisi olalım: Belki de özgürlüğe aşırı düşkünlüğümüzden dolayı millet olarak kurallara uymayı pek sevmiyoruz. Ancak devletimizin bizi korumak için aldığı tedbirlere bir kişinin bile uymaması bütün toplumu tehlikeye atacağından, bu konuda ülkemiz için hassas davranmak zorundayız. Dolayısıyla bu günlerde devletimizin aldığı tedbirlere uymayı, vatani bir görev bilip ciddiyetle uygulamalıyız. Ayrıca bazı ahlaksız tüccarların böyle bir salgını bile fırsat bilip özellikle hijyen ürünleri ve temel gıdalara insafsızca zam yaptıkları görülmektedir. Bu durumda da yine bize düşen ALO 177 hattını arayarak bu fırsatçı ve stokçuları devletimize şikayet etmek ve gerekli cezai işlemlerin yapılmasını sağlamaktır. Böylece "insanı yaşat ki devlet yaşasın" idealiyle bizim için her türlü tedbiri almaya çalışan devletimize karşı görevimizi yapmış oluruz.

Değerli genç kardeşlerim, tedbir ve gayret bizden takdir ve başarı Allah'tandır. Buraya kadar özetle ifade ettiğimiz tedbir ve önerilere hassasiyet gösterirsek, emin olun bu zorlu günlerden daha kazançlı ve daha güçlü olarak çıkacağız. Öyleyse bize düşen ciddi bir şekilde tedbir almak ve Rabbimize tevekkül etmektir. Rabbim bütün milletimizi ve insanlığı her türlü afet ve musibetlerden muhafaza eylesin. En yakın zamanda yeniden Camilerimize dönmeyi ve gençlik çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam etmeyi nasip eylesin.

Nurettin KÜÇÜK

Sinop İl Müftülüğü

Din Hizmetleri Uzmanı