Ordu’da Hadis Sohbetleri

Ordu'da Hadis Sohbetleri

hadis sohbetleri

06 Temmuz 2022 - 18:45

İl Müftümüz Dr. İsmail ÇİÇEK bu hafta ki Altınordu Atikibrahimpaşa (Orta) Camii'nde ki Hadis Sohbetin "Kurban İbadeti" konulu nasihatte bulundu.

İl Müftüsü Çiçek;

İbrahimî bir sadakat ve İsmailî bir teslimiyeti dirilten, kurbumuza vesile mukarrebûndan olma çabamız olan kurbanlarımızı Rabbimiz kabul buyursun.

Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir.

Bu ibadetin ruhunda Hakka yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır.

Mesele etleşmek değil elbet, dertleşmek, paylaşarak, bölüşmenin hazzına varabilmektir.

Kurban et değil ibadet, Kurban gayrettir, niyettir, hassasiyettir. Teslimiyettir. Kurban ibrettir, hürmettir, hikmettir, nezakettir, davettir.

İbadeti ete indirgeyen ve kiloyla et pazarlığına dönüştüren yaklaşım ve uygulamalara itibar edilmemelidir. Neticede Rabbimize ulaşacak olan takvamızdır. (Hac/37)

Bir taraftan Rabbimize ötelerde kardeşlerimizle yakınlaşmamıza vesile elbet. Kurbanda payımıza kardeşlik düşsün adınadır bu çaba ve beklenenlerin katkılarıyla gelişir.

O halde aklet, zikret, tefekkür et, dua et. Benliğini sen de kurban et. Habil ile Kabil, İsmail ile İbrahim’i kalbinde hisset. Sendeki haklarını hak sahiplerine hakkıyla teslim et.

Kurban’ın içerisinde paylaşma, infak, dayanışma gibi birçok düsturu içermektedir. Kurbanı vesile kılarak bu erdemleri yeniden hatırlatıyoruz. İslâm’ın sıcak yüzünü insana gösteriyoruz. Müellefeyi grup için belki zekâttan daha etkili bir paylaşımdır.

عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهُمْ ذَبَحُوا شَاةً، فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَا بَقِيَ مِنْهَا» ؟ قَالَتْ: مَا بَقِيَ مِنْهَا إِلَّا كَتِفُهَا قَالَ: «بَقِيَ كُلُّهَا غَيْرَ كَتِفِهَا

Hz. Âişe’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber hanımları bir koyun kesmişlerdi de Rasûlullah (s.a.s.): “Koyundan ne kadarı kaldı.” diye sordu. Âişe, dedi ki: “Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı! Gerisini dağıttık” deyince; Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı.” (Tirmizi, Kıyâme, 33)

Abdullah b. Ömer’e Hz. Peygamber’in kurban ibadetini sorarlar. “Farz mıdır? Vacip midir? bilmem. Lakin bilirim ki on yıl Allah’ın elçisi ile kaldım. Her yıl kurbanını kendi kesti” der.

Kurbanın tarihi insanlık tarihine denktir. Mahiyeti farklılık arz etse de Hz. Adem’in iki oğlunun kurbanından bahseder Rabbimiz;

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَیْ اٰدَمَ بِالْحَقِّ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاٰخَرِ قَالَ لَاَقْتُلَنَّكَ قَالَ اِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّٰهُ مِنَ الْمُتَّقينَ

Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi (ve ekledi:) (Maide 5/27)

Ve ayetin sonunda ki “Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder” vurgusu mesajın odağında yer alır. Rabbimizin ancak muttakilerden kabul ettiği bir hediyedir kurban.

Ve yine Rabbimiz seslenir, Kurbanların etleri de kanları da Allah’a ulaşmaz…

لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ

"Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız (yani Allah'a olan samimi saygınız) O'na ulaşır. Allah, onları bu şekilde size boyun eğdirdi ki, size (onları emriniz altına alma) yol(unu) gösterdiği için Allah'ın büyüklüğünü haykırınız. Yaptıkları işleri güzel yapanları ve iyilikte bulunanları müjdele." (Hac, 22/37)

Bütün insanlığa bir ödevdir Kurban…

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ

Biz, her ümmete- (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlâh'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele! (Hac, 22/34)

Hz. İbrahim’den bize taşınan efendimizin bir sünnetidir.

عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ، قَالَ: قَالَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا هَذِهِ الْأَضَاحِيُّ؟ قَالَ: «سُنَّةُ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ» قَالُوا: فَمَا لَنَا فِيهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ: «بِكُلِّ شَعَرَةٍ، حَسَنَةٌ» قَالُوا: " فَالصُّوفُ؟ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ: «بِكُلِّ شَعَرَةٍ مِنَ الصُّوفِ، حَسَنَةٌ

Hz. Peygamber’i kurban keserken gören arkadaşları sordu: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu kurbanlar nedir?” Efendimiz (sav), “Babanız İbrahim'in sünnetidir.” diye cevapladı. Sahabe, “Peki, bu kurbanlardan dolayı bize ne kadar sevap var?” diye sorunca Resûl-i Ekrem, “Her kıla karşılık bir sevap.” buyurdu. Sahâbe, “Ya yünlü (koyun-keçi) olursa?” deyince Resûlullah (sav), “Yünden de her bir kıla karşılık bir sevap vardır.” cevabını verdi. (İbn Mâce, Edâhî, 3)

Şüphesiz maldan, mülkten, evlâdü iyalden fedanın adıdır Kurban. 'İsmail'ini feda eden 'İsmail'ine kavuşacaktır. O'nu kendisi için saklayanda ondan ebediyyen mahrum kalacaktır. İsmail'imize kavuşmak için, O'nu feda etmenin kazanmak olduğunu bilmeliyiz. Senin İsmail’in hangisi ise sen de kurban et.

Yetime yoksula ulaşmayan kurban bir çiğnemlik et olarak kalacaktır.

Bize kalan ulaştırdıklarımız ve ulaştıklarımızdır.

Kurbanımız kurbumuza vesile olsun… diyerek sözlerini tamamladı.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Isparta'da Yalvaç Ilçe Müftüsü Yaşar’dan Il Müftülüğüne Veda Ziyareti
Isparta'da Yalvaç Ilçe Müftüsü Yaşar’dan Il Müftülüğüne...
Şanlıurfa'da Müftülük Personeline Hac Semineri
Şanlıurfa'da Müftülük Personeline Hac Semineri