CAMİLERDE EĞİTSEL OYUN KULLANMANIN FAYDALARI
Nurettin KÜÇÜK

Nurettin KÜÇÜK

  • Google Plus
  • Youtube
  • Instagram

CAMİLERDE EĞİTSEL OYUN KULLANMANIN FAYDALARI

Daha önce de söylediğimiz gibi oyun, her ne kadar yetişkinler tarafından pek ciddiye alınmasa da, bir çocuğun en ciddi uğraşıdır. Sabahtan akşama kadar oyun peşinde koşan, çevresindeki her şeyi oyun olarak gören bir çocuğun eğitiminde kullanılabilecek en etkili yöntem de elbette "oyunla öğretim yöntemi" olacaktır.

Bir önceki yazımızda, camilerde çocukların din eğitimi için oyunla öğretim yöntemini kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı konulara dikkat çekmiştik. Bu yazımızda ise, yaz Kur'an kursları ve diğer cami derslerinde din eğitimi esnasında oyunla öğretim yöntemini kullanmanın faydalarından bahsedeceğiz. Camide eğitsel oyun kullanmanın faydalarıyla ilgili bu yazıda tespit edilen hususlara, yaklaşık iki yıl boyunca yapılan gözlemler neticesinde ulaşılmıştır. Kendi camimde uyguladığım sosyal etkinlikler ve eğitsel oyunlar esnasında çocuklarda gözlemlediğim bazı faydaları, konu ile ilgili akademik çalışmalarla da destekleyerek dört başlık altında sizlerle paylaşmak istiyorum.  

1. Çocukların Cami Tasavvurunun Zenginleşmesini Sağlar

İslam tarihi boyunca camiler, toplumsal hayatta önemli fonksiyonlar icra etmiş, bir ibadet mekanı olma yanında kimi zaman bir okul ve yatılı öğrenci yurdu, kimi zaman da devlet işlerinin görüşüldüğü bir toplantı mekanı olmuştur. Zamanla camilerin fonksiyonlarında değişiklikler olsa da, temel özelliği olan ibadet mekanı olma fonksiyonu her zaman devam etmiştir[1]. Günümüzde de cami denildiği zaman büyük bir çoğunlukla sadece ibadet yapılan mekan akla gelmektedir.

Ancak son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen bir takım projeler sayesinde camilerde hem mimari hem de fonksiyonel açıdan önemli gelişmeler yaşanmaya başlamıştır[2] Nitekim Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Görmez de il müftülerine hitaben yaptığı bir konuşmada "Camiler sadece namaz kılınan yerler değildir[3]" diyerek günümüzde cami tasavvurunun zenginleşmesi gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Fakat bu değişikliğin bir anda gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi, yetişkin ve özellikle yaşlı insanlardan bunu beklemek de çok gerçekçi görünmemektedir.

Dolayısıyla, camilere toplumun ihtiyaç duyduğu yeni fonksiyonlar yükleyerek cami tasavvurunun  zenginleşmesi ve gelişmesini sağlamak için çocuklara yönelmek ve onları bu konuda eğitmek kaçınılmazdır. İşte bu amaçla camilerde uygulanan çeşitli faaliyetler ve eğitsel oyunlar sayesinde çocuklar, "camiler sadece belli ibadetlerin yapıldığı mekandır" tasavvurundan kurtulmaya başlayacaklardır. Çünkü, cami içerisinde eğlenceli eğitsel oyunlarla neşelenen ve sosyal etkinliklerle vakit geçiren çocuklar, caminin sadece hüzünlü bir şekilde cenazelerin kaldırıldığı ve belli ritüellerin gerçekleştirildiği bir mekan olmadığını, bir çok sosyal faaliyetlerin de cami merkezli olarak yapılabileceğini idrak etmiş olacaklardır.

2. Çocukların Camiyi Sevmelerini Sağlar

Cami ortamında uygulanan oyunla öğretim yöntemi sayesinde, "cami" kavramı çocukların zihinlerine çok fonksiyonlu bir yapı olarak iz bıraktığı gibi çocukların gönüllerinde de güzel bir yer edinmiş olacaktır. Çocuğun ileriki yıllarında kendisine "Hadi camiye gidelim" denildiği zaman, o mekanda geçirdiği eğlenceli anlar aklına gelecek ve yüzünde güzel bir tebessümle, severek ve isteyerek camiye gidecektir. Dolayısıyla, her şeyden önce "cami" kavramının çocukların gönlüne nakşedilmesini sağlaması bakımından, camilerde oyunla öğretimin önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Konu ile ilgili olarak yapılan bir araştırmada, din derslerinde oyunla öğretim uygulayan öğrencilere "Din dersinin olduğu günler okula gelme isteğiniz arttı mı." sorusu yöneltilmiş ve öğrencilerin %76,32’si "Her zaman" , %18,42’si "Bazen" ve sadece %5,26’sı "Hiçbir zaman" şeklinde cevap vermiştir[4]. Bu araştırma sonucu da, camilerde oyunla öğretim yöntemi uygulanmasının öğrencilerin camiyi sevmelerine ve camiye severek gelmelerine vesile olacağı düşüncesini desteklemektedir.

Bununla ilgili olarak, kendi camimde yaşadığım bir olayı örnek olarak paylaşmak istiyorum. Oyunla öğretim yöntemiyle geçirdiğimiz yaz Kur'an kursu döneminden sonra, okullar başlamış ve öğrenciler artık camiye pek uğramaz olmuşlardı. Bir gün caminin avlusundaki masada ödevini yapmaya çalışan bir çocuk gördüm. Yanına gidip neden burada ödev yaptığını sorduğumda, evdeki küçük kardeşinden dolayı ders çalışamadığını söyleyince, ödevlerini bundan sonra caminin içinde yapabileceğini ve ödevlerin ardından da camide yaz döneminde oynadığımız eğitsel oyunlardan oynayabileceğimizi söyledim. Mahalledeki diğer çocukların da isterlerse buna katılabileceklerini söylediğimde, ertesi gün neredeyse mahalledeki bütün çocukların çantalarıyla birlikte camiye geldiklerini gördüm. Yaz döneminde oynadığımız eğitsel oyunlar ve sosyal etkinliklerimiz sayesinde camimiz çocukların zihinlerinde ve gönüllerinde ne kadar güzel yer edindiğine şahit oldum. 

3. Çocukların Din Görevlisini Sevmelerini Sağlar

Çocuklar, oyunla ilgili bütün etkinlikleri sevdikleri gibi, kendilerine oyun öğreten ve oyun oynatan kişileri de çok severler. Bu bakımdan, kendilerine çeşitli oyunları öğreten ve onlarla birlikte oyunlar oynayan din görevlisi, çocuklar tarafından daha fazla sevilecek, onların gönlünde özel bir yer edinecek ve hürmet görecektir. Konu ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar bunu destekler niteliktedir. Örneğin DKAB dersini oyunla öğretim yöntemiyle işleyen öğrencilere yöneltilen "Din dersinde oynanan oyunlar öğretmeninizi sevmeyi sağladı mı" sorusuna %81,58’i "Her zaman" , %18,42’si "Bazen" şeklinde cevap vermiştir[5]. Görüldüğü gibi derslerini oyunla öğretim yöntemiyle işleyen öğrencilerin büyük bir çoğunluğu öğretmenlerini daha çok sevmeye başlamışlardır.

Bu konuyla ilgili de kendi camimde gözlemlediğim bir vakayı paylaşmak istiyorum. Camiye yeni atandığımda mahallede bir evi ziyarete gitmiştim. Evdeki iki çocuğun yabancı olmam nedeniyle benden çok çekindiklerini hatta korktuklarını görmüştüm. Ailesine sorduğumda, çocukların bütün yabancılara karşı soğuk davrandıklarını, kolay kolay alışamadıklarını söylemişleri. Yaz kursunda cami dersleri başladığında, aynı çocukların yine çekinerek camiye geldiklerini ve çok fazla konuşmadıklarını görüyordum. Oyunla öğretim metodunu uygulamaya başladıktan sonra çocukların bana karşı tutum ve davranışlarının gün geçtikçe değiştiğine şahit oldum. Nihayet yine bir gün evlerine gittiğimde, "hocamız gelmiş" diyerek koşarak gelip bana sarıldıklarında, cami derslerinde kullandığımız eğitsel oyunların ne kadar faydalı olduğuna bir kez daha kanaat getirdim.

4. Çocukların Cami Derslerine Severek Katılmalarını Sağlar

Oyunla öğretim sayesinde, cami derslerine katılan öğrenciler dini bilgi öğrenmeyi de seveceklerdir. Çünkü oyun, her çocuğun vazgeçilmez bir uğraşıdır. Oyun, cami derslerinin sıkıcı bir hale gelmesini engeller ve dersi eğlenceli bir hale dönüştürür. Derse karşı öğrencilerin ilgi ve istekleri artar. Gürer ve Arslan tarafından yapılan araştırmada, "Din dersinde oynanan oyunlar bu dersi sevmenizi etkiledi mi." sorusuna öğrencilerin %76,32’si “Her zaman” , %7,89’u “Bazen” şeklinde cevap vermiştir[6]. Bu araştırma da, oyunla öğretim yöntemiyle sunulan cami derslerinin öğrenciler tarafından daha çok sevileceği fikrini destekler niteliktedir.

Normal vakitlerde ders çalışmak neredeyse bütün çocuklara sıkıcı gelir. Ancak aynı ders bir oyunla birlikte öğretildiğinde ise, çocuk bu dersi başlı başına bir oyun olarak algılar ve farkında olmadan oyun içerisinde öğretilmek istenen dini bilgiyi öğrenebilir. Böylece sıkılmak bir yana, cami derslerine severek ve isteyerek gelir. Aynı araştırmada, öğrencilerin yaklaşık %94'ü oyunlarda oynamak için parmak kaldırdığını, yaklaşık %89'u oyunda başarılı olmak için derse çalışarak geldiğini ve yaklaşık %94'ü din derslerini oyunlarla daha iyi öğrendiklerini ifade etmişlerdir[7].

Bu konuyla ilgili, yine camide oyunla öğretim yöntemi uyguladığım dönemde gözlemlediğim iki olayı örnek olarak paylaşmak istiyorum. Bir öğrencimin velisi, akşam eve gelen çocuğuna camideki derslerin nasıl geçtiğiyle ilgili bir soru sorması üzerine öğrencim şöyle cevap verir: "Biz camide ders işlemiyoruz ki, birinci ders olan Kur'an dersinden sonra hocamızla muhabbet ediyoruz ve sonra da oyunlar oynuyoruz." Bundan da anlaşıldığı üzere Kur'an derslerinin ardından İnanç, İbadet ve Siyer gibi derslerde kullandığımız Oyunla öğretim yöntemi sayesinde öğrencimiz bu dersleri başlı başına bir oyun olarak algılamakta ve sıkılmadan cami derslerine gelmektedir.

Bir başka öğrencim de, hasta olmasına rağmen cami derslerine gelmekte ısrar etmesi üzerine dedesi sebebini sorduğunda şöyle cevap verir: "Dede camide oyun dersimiz var. Ben de o oyuna katılmak istiyorum". Öğrencilerimin, cami derslerini bir oyun olarak algılamaları ve camiye severek gelmelerinin en önemli sebebi elbette cami derslerinde kullandığımız eğitsel oyunlarımızdır. Bu nedenle, cami derslerinde eğitsel oyun kullanmanın, çocukların cami derslerini sevmelerine vesile olduğunu söyleyebiliriz.

Özetle ifade etmek gerekirse, yaz Kur'an kursları ve cami derslerinde oyunla öğretim yöntemi kullanmak ve sosyal etkinlikler uygulamak öncelikle çocukların zihnindeki cami tasavvurunun zenginleşmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu yöntem sayesinde öğrenciler camiyi daha çok sevecek, cami görevlisine gönülden bağlanıp hürmet edecek ve cami derslerine daha çok severek katılacaktır. Yeter ki bizler din gönüllüleri olarak işimizi severek yapalım ve sevdirerek öğretme gayretinde olalım.  

 

[1] Özler, İbrahim. Camilerin Zihniyet Değişimindeki Rolü (Erzurum Örneği). (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2007. s.18

[2] Akın, Ahmet, Tarihi Süreç İçinde Cami ve Fonksiyonları Üzerine Bir Deneme, Hitit Üniv. İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 15, sayı: 29, 2016, 195-196.

[3] http://www.iha.com.tr/haber-mehmet-gormez-camiler-sadece-namaz-kilinan-yerler-degildir-522787/ (11.07.2018)

[4] Gürer, Banu ve Arslan, Nursel “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde Eğitsel Oyun Yöntemi ile Öğretimin Öğrenci Başarısına ve Derse Tutumuna Etkisi” Değerler Eğitimi Dergisi, 2017, c. 15, sayı: 34, s. 107

[5] Gürer ve Arslan, a.g.m., s. 108

[6] Gürer ve Arslan, a.g.m., s. 107

[7] Gürer ve Arslan, a.g.m., s. 107

Son Yazılar