Kurban kurbiyet, yani yakınlaşmak demektir. Şu bayram günlerinde bizi kendisine ve birbirimize yaklaştıran,
bize bayram sevincini yaşatan, bu günlere bizi sağlıkla kavuşturan, Rabbimize sonsuz hamd eder, Rabbimizin dost edindiği İbrahim aleyhisselâma, Allah için kurban olmaya razı olan İsmail aleyhisselâma, İbrahimi bir sadakati, İsmaili bir teslimiyeti evrensel bir bayrama dönüştüren Muhammed aleyhisselâma sonsuz salât ve selâm olsun.
Kurban, hayatımıza başka bir anlam katıyor.Uğruna kurban edeceğimiz veya gerektiğinde uğruna kurban olacağımız bir değerimiz yoksa hayatımızın da anlamı yoktur. Uğruna kurban olduğumuz yüce değer bizi de yüceltir. Uğruna kurban olduğumuz varlık değersiz ise bizim de değerimiz düşer.Yanlış tercihlerin kurbanı olmayalım. Ömür sermayemizi yanlış tercihlerde kullanmayalım.Malımızı kurban edemezsek malımızın kurbanı oluruz.
Mü’minin dünyada iki, ahirette ise bir bayramı vardır. Ahirette hesabımız görülüp amel defterimiz sağ tarafımızdan ve önümüzden verildiğinde,”Ey sadece Allah ve Resulü ile tatmin olmuş nefis! İşte cenneti hak ettin!” denildiğinde büyük bayramı,asıl bayramı yaşayacağız.O gün bayram yapabilmek için bugün haketmek lazım. Ahirette bayram yapabilmek için bu dünyada gayret ve çaba sarfetmek lazım.Dünyadaki bayramlar ahiretteki bayramın bir provasıdır. Bayramlar bize nasıl sevineceğimizi gösterir. Sevincimizde de Allah’ı unutmamalıyız, üzüntümüzde de. Bizim için Allah’ın olmadığı bir alan yoktur. Biz sevincimizde de üzüntümüzde de yoldan çıkamayız. Çünkü bizi sevindiren de ağlatan da Rabbimizdir.(Necm,43
Kurbanın anlamı, “canı değil cananı tercih etmektir.”Hz.İbrahim oğlunu Allah yoluna kurban etmeyi tercih etti. İslam tarihine baktığımızda aynı şekilde tercih yapan nice anne ve babalara şahit oluruz. Bu aziz ve şerefli millet de vatanı, namusu, dini, imanı için nice koç yiğitlerini kurban etti, nice şehitler verdi.
Çanakkale Savaşı'nın sembol ismi Hasan,komutanına, “Anam yakmış kınayı adak diye,
Ben bu vatan için kurban doğmuşum.
Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım ben İsmail doğmuşum...” dedikten sonra
sözlerini şöyle tamamlamaktadır.
Bizde üç şeye kına yakarlar kumandanım:
“Birincisi kurbanlık koça kına yakılır ki, Allah yoluna adandığı belli olsun. İkincisi gelin olup evden çıkan kıza kına yakılır ki, erine, evine ve çocuklarına bağlı olsun. Üçüncüsü de askere giden delikanlıya kına yakılır ki, gerektiğinde vatanı uğruna kurban olsun."
Kurban kesmek demek, İsmail’in arkasında saf tutmaktır. Kurbanın verliği soylu ders açıktır.Allah emretmişse yerine getirilecektir.
Eti çok sevdiğimiz ya da hayvan boğazlamaktan zevk aldığımız için bu ibadeti yapmıyoruz. Kurbanların etleri ve kanları değil, bizim takvamız Allah’a ulaşır. Allah’a yaklaşacak olan kesilen kurban değil, bizleriz.
Kurbanı kestikten sonra iki rekat şükür namazı kılarız ve ellerimizi semaya kaldırıp:”Ya Rabbi! Senin bir emrini ifa ettim. Gerekirse senin için canımı bile veririm. Bu ibadetimi benden kabul buyur. Günahlarımı affeyle, beni salihlerden eyle. Ailemize mutluluk, içinde yaşadığımız dünyaya huzur ve saadet bahşeyle! İmamesi kopmuş tespih taneleri gibi darmadağın olmuş Ümmet-i Muhammed-i bir ve beraber eyle! Müslüman kardeşlerimize yardım eyle!”diye dua ederiz.
Kurban bayramınızı en kalbi muhabbetlerimle tebrik eder, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.
Aydın YIĞMAN
KIRKLARELİ MÜFTÜSÜ
