UTANDIRAN RAMAZAN MANZARALARI
Nurettin KÜÇÜK

Nurettin KÜÇÜK

  • Google Plus
  • Youtube
  • Instagram

UTANDIRAN RAMAZAN MANZARALARI

Ramazan ayı, bütün Müslümanlar için birlik ve beraberlik ayıdır. Bu nedenle iftar davetleriyle bir araya toplanır, Coca Cola ile süslenmiş iftar sofralarımızda bütün ümmetin derdiyle dertlenir, kurtuluşumuz için çözümler aramaya çalışırız. Ezan vakti yaklaşınca huşu içerisinde "Allah'ım Kudüs'ü kurtar" diye dua eder ve orucumuzu buz gibi bir Pepsi ile açar, halimize şükrederiz.

Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Bu ayda okunan Kur'anın her bir harfine yüzlerce sevap verildiği için, bir ay boyunca dilimizden düşmez Kur'an. Dilimizden ne kalbimize ne de aklımıza ulaşmasına izin vermeden en iyi tekerlemecilere taş çıkartırcasına hızlı bir şekilde anlamadan okur, bazen beş kez bile hatmederiz Kitabımızı. Ancak beş dakika durup da, acaba bu Kitapta Rabbim bana ne anlatıyor diye merak etmeyiz. Çünkü hiç meal ile karşılaştırarak okuyup anlamaya çalışmak ile sallana sallana Arapçasından okumak bir olur mu!

Bir de bizim iftar çadırlarımız, büyük davetlerimiz vardır. Birlikte iftar açmanın sevabını bildiğimiz için zengin fakir herkes bir araya toplanır. Öyle kalabalık olur ki, iğne atsan yere düşmez ama yemeğin artıkları yerlere öyle bir düşer ki, "iftar talanı" bittikten sonra etraf çöp yığınına döner. Ezana kadar hoca efendi yanık sesiyle Kur'an okur, ama ne bir dinleyen var ne de kalabalığı susturan. Ancak ezan başladığı anda bütün sesler kesilir ve meydan kaşık seslerine ve ağız şapırtılarına kalır. Kur'anın bile kendini dinletemediği bir toplum, ne hikmetse ezanla birlikte iftar açmanın sevabını hiç kaçırmaz!

Peygamberimiz buyuruyor ya, "Oruçlunun iki sevinci vardır; biri iftar anındaki sevinci, diğeri de Rabbine kavuştuğu anki sevinci". Bundan dolayı Ramazan ayında iftar vakitleri ayrı bir neşeli olur bizde. Öyle heyecanlı ve neşeli oluruz ki, bazen iftardan önce bazen de iftardan sonra erkek kadın bir araya toplanır, çalgılı çengili danslar ederek eğlenir, Ramazan gecelerini adeta Akdeniz gecelerine çevirip Ankara misket oynamayı da ihmal etmeyiz. Çünkü iftar anında çok sevinçli oluyoruz. Peygamberimiz de öyle buyuruyor ya zaten. Rabbimizin huzuruna çıktığımız zaman da sevincimizin karşılığını alırız inşallah!

Ramazan ayı paylaşma ayıdır. Bu mübarek ayda bizler her şeyimizi bütün insanlarla paylaşırız. Mesela akşam vakitlerine doğru sanal alem yemek fotoğraflarıyla dolar taşar. "Yemeğimiz de hazır, buyurun dostlar" yazısıyla paylaşılan yemekleri istediğimiz kadar cep telefonumuza indirebilir, biz de ona içtiğin çayın resmini gönderebiliriz. Ramazan'ın bereketi paylaştıkça artar ya. Biz de o yüzden paylaşıyoruz. Ama artan bereket mi, yoksa yemeğimizdeki göz hakkı mı, bencilliğimiz mi, kibrimiz mi orası tartışılır!

Bu mübarek ayın bir diğer özelliği de hayır-hasenatın bolca yapıldığı, fakir fukaranın daha fazla gözetildiği bir ay olmasıdır. Bu nedenle insanları çok iyi gözetir, en mahrem günahlarını bile görür ama muhtaç olup olmadıklarını göremeyiz. "Bu günahkarlara sadaka mı verilir" deyip, her yıl fitre, sadaka ve zekatlarımızı belirli dernek, kurum ve "günahsız" cemaatlere gönderip mesuliyetten kolayca kurtuluruz.

Daha yazacak çok şey var ama, gerisini siz biliyorsunuz zaten. Sadece aç kalarak kalbine ve diline oruç tutturmadan cenneti kazanacağını zannedenlerden,  fakir peygamberleri anlatarak zengin olan hocalardan, adeta maraton yarışlarına dönen teravih namazlarından ve sırf propaganda için iftar çadırları kurdurtan siyasetçilerden henüz bahsetmedik bile. Ramazan gibi mübarek bir ayı ne hale getirdik.

Üzülüyorum dostlar; vallahi iftar sofrasında Kola görünce duyarsızlığımıza üzülüyorum, davetlerde okunan Kur'anın dinlenilmemesine deli oluyorum, anlaşılmadan indirilen hatimlerin duasını ederken gözlerim doluyor,  sofralarımızdan çöpe giden yemekleri görünce aklım duruyor, muhtaç olan kapı komşusunu günahkar görüp, zekatını illa "günahsız" cemaatlerine veren hizipçilere çıldırıyorum, İftar sofralarını propaganda fırsatına çeviren siyasetçilerden nefret ediyorum, Ramazan gibi mübarek bir ayı idrak edemeyen şuursuz Müslümanlara acıyorum ve bu manzara karşısında hala tembellik eden kendimden utanıyorum...   

Son Yazılar