Cankiri’da şükür Ve Kanaat (makale)

Cankiri'da şükür Ve Kanaat (makale)

şükür ve kanaat (makale)

02 Mayıs 2023 - 11:45

Şükür terim olarak “Allah’tan veya insanlardan gelen nimet ve iyilikten dolayı minnettarlığını ifade etme, nimete söz ve fiille mukabelede bulunma, Allah’a itaat edip günah işlemekten uzak durmak suretiyle nimetin gereğini yapma” şeklinde tanımlanmıştır. Kanaat ise “kişinin azla yetinip elindekine razı olması, kendisinin ve sorumluluğu altında bulunanların ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayabileceği maddî imkânlarla iktifa edip başkalarının elindeki şeylere göz dikmemesi, aşırı kazanma hırsından kurtulması” manasına gelmektedir.

Mü’min teşekkür etmesini bilmelidir. Evvela kendisine her türlü nimetleri veren Allah tealadan akabinde ise insanlardan teşekkürü esirgememelidir.

Rabbimiz bizlerden kendisine şükretmemizi istemektedir;

Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin. ( Bakara 172)

Ebû Hüreyre"nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” ( Tirmizî, Birr, 35)

Kendisine bir iyilikte bulunana ya da hayrı dokunana teşekkür etmek İslâm ahlâkının gereğidir. Bunun nasıl olacağını Hz. Peygamber’den öğrenmekteyiz: “Kendisine bir ikramda bulunulan kişi, imkân bulduğu takdirde karşılığını versin. Bulamazsa (o iyiliği yapana) övgüde bulunsun. Çünkü (bir iyiliği) öven, şükran borcunu yerine getirmiş olur. İyiliği gizleyen ise nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11) Hayatı birlikte sürdürdüğümüz eşlerimiz, Hayatını evlatları için harcamış anne babalarımız, Bize zarar gelmemesi için elinden geleni yapmış sevdiklerimiz bizden teşekkür bekliyor.

Allah’ın üzerimizde büyük nimetleri vardır. Bu nimetlerin başında sağlığımız ve bizlere bila bedel teslim edilmiş vücut âzalarımız gelmektedir. Bunların kıymetini ancak kaybedince anlıyoruz. Bu sebeple bize bu nimetleri karşılıksız veren Allah tealaya teşekkürü ihmal etmemeliyiz. De ki: “Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz!” (Mülk 23)

Yaratılış gayemiz imtihandır. Bu imtihan ya nimetledir, ya külfetledir. İnsana biri şükür ve sabır diğeri nankörlük ve isyan olmak üzere iki yol gösterilmiştir. Bu yollardan birini özgür iradesi ile tercih eder. Rabbimiz bu durumu şöyle haber veriyor; Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör. (İnsan 3) Sıkıntı ve musibetle imtihanda mü’mine düşen sabırdır. Nimetle imtihan edildiği zaman mü’mine düşen şükürdür. Rasulullah buyuruyorlar ki: Mümine şaşarım. Çünkü her gelişme onun hakkında hayırlıdır. Eğer iyi bir şeyle karşılaşır da şükrederse bu iyilik onun hakkında hayır olduğu gibi eğer uğradığı kötülük karşısında sabrederse bu da onun hakkında hayır olur.” (Müslim)

Her durumu hayır olan mümin “Lütfunda hoş kahrında hoş” diyebilendir.

İmtihanda takındığı tutum şükür olan müminin nimetlerini artıracağını Rabbimiz haber veriyor;  “Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir!” (İbrahim 7)

İnsan şükretmeyi bırakınca şükredecek hadiselerde azalır. İnsan yaşadığı olumsuz hadiseler karşısında eğer bunlar hep benim başıma geliyor şeklinde bir düşünce içerisine girerse bu akıntıya karşı kürek çekmek olur. Zira kimi kime şikâyet edebiliriz ki. Veren de o, Alanda o…

Şükrün anlatılması ve tavsiye edilmesi günümüzde bir takım yanlış anlaşılmalara yol açabilmektedir. Zira şükrün tavsiye edilmesi insanın fakir ve zelil durumda olsa da çalışmamasının övüldüğü, neticede de haline şükretmesinin yeterli olacağı şeklindeki yanlış düşünceyi ortaya çıkarabilmektedir. Dinimizin çalışmaya verdiği önem ortadadır. Bu sebeple şükrün tavsiyesi kişiye rehavet vermek maksadını taşımaz. Yoksa kişinin hayat standartlarını iyileştirmek için göstereceği meşru gayret şükür bilinci ile çelişen bir durum değildir.

Peygamber efendimiz kişinin mal ve zenginlik bakımından daha üstteki kimselere bakıp dövünmemesini şöyle tavsiye etmiştir.

İnsanın zenginlik ve yaratılış bakımından kendisinden üstün olanlara bakıp dövünmektense, kendisinden aşağıdakilere bakarak sahip olduklarının kıymetini bilmesi gerekir.

İnsan önce sahip olduklarına bakmalı onlara kıymet vermeli onların şükrü içerisinde olmalıdır. İnsanın dış dünyayı yönetmesi mümkün değildir. Ancak beklentilerini yönetmesi mümkündür. Kişiyi mutlu eden şey sahip olduklarının miktarı değil, beklentisi ile sahip olduklarının arasındaki ilişkidir. Sahip olduğu şeye şükretme duygusu varsa sahip olduğu şey kişiyi mutlu ediyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Tekirdağ Milletvekilinden Il Müftüsüne Ziyaret 
Tekirdağ Milletvekilinden Il Müftüsüne Ziyaret 
Nisan Ayı Mersin Edep Toplantısı Yapıldı
Nisan Ayı Mersin Edep Toplantısı Yapıldı